2007 yılında aramızdan ayrılan, Çanakkale anıtlarının, Kastamonu, Ankara, İzmir, Uşak, Manisa ve birçok değerli ilimizin kent meydanlarını tanımlayan anıtların heykeltıraşı Tankut Öktem’in akademik sanat yaşamının başladığı bu (müze) ev, Cumhuriyet’in ilk veterinerleri olan anne ve babası tarafından 1950’li yılların sonlarında Gemlik/Küçük Kumla’da deniz kenarında, zeytin ağaçlarının arasında inşa edilmişti. Bugün müze olan evin bulunduğu küçük kasaba ise kumsalın, denizin ve zeytin ağaçlarının kentleşmeye yenildiği günümüzde farklı bir biçimde olarak öne çıkıyor. Sanatçının atölyesi, yaşadığı evi, son ikametgahı bu küçük kasabada yer alıyor.